27 Aralık 2015 Pazar

ZİNA VE HOMOSEKSÜELLİK

Zina:
Irzın ve neslin korunması, şeriatın gâyeleri arasında olunca, bununla ilgili olarak zinâ şeriatta haram kılınmıştır.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

﴿ وَلَا تَقۡرَبُواْ ٱلزِّنَىٰٓۖ إِنَّهُۥ كَانَ فَٰحِشَةٗ وَسَآءَ سَبِيلٗا ٣٢ ﴾[سورة الإسراء الآية: ٣٢]

"Zinâya yaklaşmayın.Çünkü o, bir hayasızlık ve çok kötü bir yoldur."(1)

Hatta İslâm şeriatı, örtünmeyi ve gözleri harama bakmaktan sakındırmayı emretmek, namahrem bir kadınla baş başa kalmayı yasaklamak sûretiyle zinâya götüren her yolu tıkamıştır.


Zinâ eden evli erkek, en kötü ve en şiddetli cezâ ile cezâlandırılır. Yaptığı işin kötü sonucunu tatması için, vücudunun her parçası haramdan nasıl zevk almışsa, aynı şekilde eziyet çekmesi için ölünceye kadar taşlanarak öldürülür (recmedilir). Geçerli bir nikahla daha önce bir kadınla evlenip ilişkide bulunmamış zinâkar kimseye ise (bekâra),şer’i hadler içerisinde en yüksek sayıda -yüz celde- sopa vurulur. Mü’minlerden bir grubun bu cezâyı seyretmesiyle içine düştüğü onur kırıcı durum ve yöresinden uzaklaştırılması, zina ettiği bölgeden başka bir yere tam bir yıl süreyle gönderilmesiyle yaşadığı utanç ise olayın başka bir boyutudur.

Zina eden erkeklerle zinâ eden kadınların Berzah’taki azapları üstü dar, altı geniş tandır şeklindeki bir fırına konulmalarıdır. Altlarında ateş yakılır ve onlar fırının içinde çıplaktırlar. Altlarından ateş gelince bağırarak, neredeyse fırının ağzından çıkacak kadar yükselirler. Ateş hafifleyince tekrar içine dönerler. Kıyâmet gününe kadar onlara böyle azap edilir.

Kişinin ilerlemiş yaşına, kabre yaklaşmasına (ölümü yakın olmasına) ve Allah'ın ona (tevbe etmesi için) mühlet vermesine rağmen zinâya devam etmesi bu durumu daha da çirkinleştirir.

Nitekim Ebu Hureyre’den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

(( ثَلاَثَةٌ لاَ يُكَلِّمُهُمُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ، وَلاَ يُزَكِّيهِمْ، وَلاَ يَنْظُرُ إِلَيْهِمْ، وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ: شَيْخٌ زَانٍ، وَمَلِكٌ كَذَّابٌ، وَعَائِلٌ مُسْتَكْبِرٌ.)) [ رواه مسلم ]

"Üç sınıf insan vardır ki, Allah kıyâmet günü onlarla (hoşlarına gidecek bir sözle) konuşmaz, onları temize çıkarmaz, onların yüzüne (rahmet nazarıyla) bakmaz ve onlar için acıklı bir azap vardır. (Bunlar :) Zinâ eden ihtiyar, yalancı hükümdar ve kibirli fakir."(2)

Kazançların en kötüsü, zinânın karşılığında fâhişenin aldığı kazançtır. Fercini satan kadın,gecenin yarısında göğün kapıları açıldığında duâsının kabulünden yoksundur.(3)

İhtiyaç sahibi ve fakir olmak, Allah Teâlâ'nın haram sınırlarını çiğnemek için kesinlikle geçerli bir özür değildir.

Eskiden Araplar şöyle demişlerdir:

"Hür kadın, aç kalır yine de sütünü satarak (çocuk emzirerek) kazanç elde etmiyorsa, bedenini nasıl satsın ki?"

Günümüzde fuhuş için her kapı açılmıştır. Şeytan, kendisi ve dostlarının oyunuyla fuhşa giden her yolu kolaylaştırmış, günahkârlar ve fâcirler de bu yola koyulmuşlardır.Süslenerek açılıp-saçılmak yaygınlaşmış,bakışları sakınma-mak ve harama bakmak çoğunluğun yaptığı bir iş haline gelmiş, yabancı kadın ve erkeğin bir arada bulunması, yaygın hâle gelmiş, müstehcen dergiler ve seks filmleri piyasada revaç bulmuş,kolayca fuhuş yapılabilecek ülkelere yolculuklar artmış, seks ticaretinin yapıldığı pazarlar kurulmuş, ırza tecavüz olayları çoğalmış, zinâ çocuklarının sayısı ve çocuk aldırma olayları artmıştır.

Ey Allahım! Rahmetini, lütfunu ve korumanı dileriz. Katından bizi onunla hayasızlıktan koruyacağın bir himâye dileriz.Senden,kalplerimizi temizlemeni,ırzlarımızı korumanı ve bizim ile haram arasına perdeler ve aşılmaz engeller koymanı dileriz.

Livâta/Homoseksüellik/Eşcinsellik
Livâta,Lut -aleyhisselâm-'ın kavminin işlemiş olduğu bir suç idi. Livâta, erkeklerin (kadınları bırakıp da) erkeklerle cinsel ilişki kurmasıdır.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

﴿ وَلُوطًا إِذۡ قَالَ لِقَوۡمِهِۦٓ إِنَّكُمۡ لَتَأۡتُونَ ٱلۡفَٰحِشَةَ مَا سَبَقَكُم بِهَا مِنۡ أَحَدٖ مِّنَ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٢٨ ﴾ [سورة العنكبوت الآية: ٢٨ ]

"Lut’u da (nebi olarak gönderdik).O,kavmine şöyle demişti:Gerçekten siz, daha önce hiçbir milletin yapmadığı bir hayasızlığı yapıyorsunuz.Siz ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız?"(4)

İğrençliği, çirkinliği ve tehlikesi sebebiyle bu suçu işleyenleri Allah Teâlâ, başka bir kavim üzerine toplamadığı şu dört cezâyla cezalandırmıştır.

1. Gözlerini kör etmiştir.

2. Ülkelerinin üstünü altına getirmiştir.

3. Üzerlerine,pişirilmiş balçıktan yapılıp istif edilmiş ve Allah'ın nezdinde damgalanmış taşlar yağdırmıştır.

4. Üzerlerine korkunç bir ses göndermiştir.

Livâta’nın İslâm şeriatındaki cezâsı -tercihli görüşe göre- kılıçla boynunun vurularak öldürülmesidir.Bu fiili isteyerek ve kendi tercihiyle yapmışsa, yapan ve yaptıranın cezâsı budur.

Nitekim İbn-i Abbas'tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

(( مَنْ وَجَدْتُمُوهُ يَعْمَلُ عَمَلَ قَوْمِ لُوطٍ فَاقْتُلُوا الْفَاعِلَ وَالْمَفْعُولَ بِهِ.))

[رواه أحمد وصححه الألباني]

"Lut kavminin amelini (livâtayı) yapanları bulduğunuz zaman, livâta yapanı da, kendisine livâta yaptıranı da öldürün."(5)

Geçmişte olmayan, ancak zamanımızda ortaya çıkan öldürücü Aids hastalığı gibi her türlü vebâlar ve çeşitli hastalıklar, fuhuş sebebiyle ortaya çıkmıştır.Bu ise,Allah Teâlâ ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bu fiili yapan ve yaptıran hakkında verdiği cezânın ne kadar hikmetli olduğuna delâlet etmektedir.



(1) İsrâ Sûresi: 32

(2) Müslim, 1/102-103.

(3) Bununla ilgili hadis "Sahihu’l-Câmi’", hadis no: 2971.

(4) Ankebût Sûresi: 29Müslim, 1/102-103.

(5) Ahmed Müsnedi, 1/300. Bkz. "Sahîhu’l-Câmi'", hadis no: 6565.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder