Bismillah..
Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. O’nun hidayete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidayete erdiremez.
Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) O’nun kulu ve rasulüdür.
Şeytan ve askerlerinin, kulları saptırmak ve beldeleri fesada uğratmak için kullandığı en büyük araçlardan biri, şarkı ve müziktir. Bu şeytanın, Allah’ın kullarını saptırdığı ve doğru yolundan çıkardığı vasıtaların en büyüğüdür. Şarkı ve müzik, şeytanın virdidir. Bunlar, kulun kalbinde Rahman’ın virdiyle asla bir araya gelemezler. Ne zaman birisi kalbe yerleşirse, öbürü yok olur. Çünkü onlar, bir araya gelemeyen zıt kutuplardır.
Şarkı ve müzik; kalplerin hastalanmasının, katılaşmasının, Rahman’ın sözünü dinlemekten kaçınmanın ve ayetlerden ve zikr-i hakimden etkilenmemenin en büyük sebebidir. Aynı zamanda kalbin imandan yoksun olmasının, şeytanın yollarını açmanın, Rahman’ın yolundan alıkoymanın ve akıbetin kötü olmasının da nedenidirler. Namazın zıddıdır; çünkü namaz, kötü ve iğrenç şeylerden men eder; şarkı ve müzik ise onları emreder. Şarkı taraftarı olan kimse, yüce Allah’ın gösterdiği doğru yolu takip edemez. Bunlardan dolayı İslam, şarkıyı ve onunla ilgili şeyleri, büyük zararlardan dolayı haram kılmıştır.
Şarkı; bir şiir, nesir veya ona yakın bir şeyle sesi yükseltmek, uzatmak, devam ettirmek, makamlı veya makamsız olarak defalarca tekrar ederek eğlendirmek veya çoşturmaktır. Bu, müzikle birlikte veya müziksiz olabilir.
Müzik; ud, keman, tambur, klarnet vb. gibi çeşitli çalgı aletlerine verilen addır. Ayrıca müzik, melodileri oluşturma, sıralama, sesleri uyumlu hale getirme sanatıdır, şarkı ve şarkı söylemek de müzik demektir.
Dinde şarkı, iki çeşittir: Mübah olan şarkı, haram olan şarkı.
Mübah Olan Şarkı : Bu, sesi yükselterek, eğlence ve müzik aletleri olmaksızın, şarkı söylemektir. Ancak bazı şartların yerine getirilmesi gereklidir. Şarkı sözünde, Allah’a ortak koşma, ahlaksızlık, müslümanları yerme, yabancı kadınlara övgü ve kur yapma olmamalı, içkilerden bahsetmemelidir. Ayrıca şarkının, yabancı erkeklerin dinlediği buluğ çağına gelmiş bir kız veya kadın tarafından söylenmemesi, farz olan bir ibadeti yapmayı engellememesi ve kişinin yaptığıyla meşhur olacak kadar onunla uğraşmaması da gereklidir.
Mübah olan şarkı çok çeşitlidir. Bazılarını şöyle sıralayabiliriz;
1- Yolculukta söylenen şarkılar: Develeri sürmek ve yolculuğun verdiği zahmet ve sıkıntıyı giderip rahat bir yolculuk yapmak için söylenen kısa şarkılardır.
2- İş ve çalışma esnasında söylenen şarkılar: Çalışırken söylenen ilahi, marş ve şarkılardır. Söyleniş sebebi, çalışmaya sevk etmek, çalışma ve iş sıkıntısını hafifletmek, gayrete getirmek, zihinleri dinlendirmek ve işlerin verdiği sıkıntıyı giderip onları aktif hale getirmektir.
3- Savaşta söylenen marşlar: Asker ve mücahitleri savaşa teşvik için söylenir.
4- Annenin beşikteki çocuğunu susturmak veya uyutmak için söylediği ninniler.
Haram Olan Şarkı: Yukarıdaki şartları taşımayan her şarkı/müzik haramdır. Çalgı aletleri ile söylenen ilahilerde bu gruptandır. Her şarkıda, çalgı türlerinden herhangi biri, dine aykırı bir söz, bir farzı edadan alıkoyma, kadının erkekler tarafından dinlenmesi, meşhur oluncaya kadar şarkı ile ilgilenme, şarkı söyleme karşılığında ücret alma ve lâubaliliğe çağıran günahkâr kişilerin melodilerini söyleme gibi haram kılınan şeyler vardır. Dine göre bunların hiçbiri caiz değildir. Çünkü bunda, yüce Allah’ın rızasından ve zikrinden alıkoyma ve insanın yaratılış gayesinden uzaklaşması vardır. Bu yaratılış gayesi, tek olan ve ortağı olmayan Allah’a kulluk etmektir. Çünkü insan başıboş olarak yaratılmadı ve göz ardı edilmedi. O, yüce Allah’ı birlemek ve O’na kulluk etmek için yaratıldı. Kulluk, bu tür şarkılarla asla bir araya gelemez.
Şimdi Kur-an, Sünnet ve ehli sünnet imamlarının sözlerinden, şarkı ve müziğin haram olduğunu bildiren delillerden bazılarını zikredeceğiz. Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmuştur:
“İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmi delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara küçük düşürücü bir azap vardır.” (Lokmân, 31/6)
Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahu anh)’a, ayetteki “lehve’l-hadîs”in (boş laf) ne olduğu sorulduğunda, o, şöyle cevap vermiştir:“Kendisinden başka ilah olmayana yemin ederim ki bu, şarkıdır.” Bu sözünü üç defa söylemiştir. [1]
Abdullah b. Abbâs (radıyallahu anh) ise: “Ayet; şarkı ve benzerleri hakkında indi.” demiştir. [2]
İbn Ömer (radıyallahu anh) ve Câbir b. Abdullah (radıyallahu anh)’da böyle söylemişlerdir. Bu dört kişi, sahabenin büyüklerindendir ve kesin olarak, lehve’l-hadîsin (boş lafın) şarkı olduğu görüşündedirler. Sahabinin tefsirinin muteber olduğu, usulde kabul edilen şeylerdendir. Sahabiler herhangi bir tefsirde icma ederlerse, onların icması delil olur, çünkü onlar Kur-an’ın inişine tanık olmuşlardır. Sahabe ve tabiin “lehve’l-hadîs”in şarkı olduğunda icma etmişlerdir.
Bu görüşte olduklarını söyleyen tabiilerden bazıları şunlardır: Mücahid, İkrime, Mekhûl, İbrâhîm en-Nehaî, Atâ el-Horasanî, el-Hasenu’l-Basrî, Saîd b. Cubeyr, Katade b. Deâme, Meymûn b. Mihrân, Habîb b. Ebî Sabit, Amr b. Şuayb, Abdulmelik b. Cureyh ve Saîd b. el-Museyyeb. Bu on üç tabii, bu ayetteki “lehve’l hadîs”i şarkı diye tefsir etmiştir. Bunlara herhangi birisi karşı çıkmamıştır.
İbn Kesir (rahimehullah) şöyle demiştir: “Yüce Allah, saîd (mutlu) olanların yani Allah’ın kitabını rehber edinen ve onu dinlemek suretiyle yarar sağlayan mutlu kişilerin durumunu zikrettikten sonra, Allah’ın kelamını dinlemekle beraber ondan yararlanmaktan yüz çeviren ve çalgı aletlerini, melodili olarak ve çalgı aletleri eşliğinde söylenen şarkılara yönelen şakilerin (bedbaht) halini belirtti.”
İmam et-Taberi (rahimehullah) ilim adamlarının “lehve’l-hadîs”in manası hakkındaki sözlerini aktardıktan sonra şöyle dedi: “Bu konuda doğru görüş, ‘onunla Allah’ın veya elçisinin dinlenilmesini yasakladıkları arasından, Allah’ın yolundan alıkoyan her türlü söz kastedilmiştir.’ denilmesidir. Çünkü yüce Allah, “lehve’l-hadîs” sözüyle umumu kastetti. Birini diğerinden ayırmadı. Bu da hususi olduğuna delalet eden bir şey gelinceye kadar, umumu üzeredir. Şarkı ve şirk bunlardandır.”
Yine bir başka ayette Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmuştur:
“Onlardan güç yetirdiklerini sesinle sarsıntıya uğrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygarayı kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara çeşitli vaadlerde bulun. Şeytan, onlara aldatmadan başka bir şey vadetmez.” (İsrâ, 17/64)
Mücahid, İblis’in sesi hakkında şunları söyledi: “O, şarkı, mezmûrlar (düdük), lehv (eğlence) ve bâtıldır.” [3]
ed-Dahhâk b. Muzâhım da şöyle demiştir: “O, mizmarın (düdüğün) sesidir.” [4]
İbn Kayyim (rahimehullah) ise şöyle demiştir: “Şeytanın sesi, Adem oğullarını rahatsız eder. O, Allah’a itaat dışındaki her türlü sestir. Şeytana onu emrettiği ve onu beğendiği için nisbet edilmiştir. Yoksa bizzat şeytanın sesi değildir. Şarkı sesi, ölü için feryat etme, üflemeli, telli ve başka bütün çalgıların sesleri, Adem oğullarının canını sıkan, onları basitleştiren ve rahatsız eden şeytanın seslerindendir.
Bundan dolayı selef, bu ayet hakkında: ‘O, şarkıdır.’ demiştir. Onun, nefisleri tedirgin, rahatsız ve kaygılı hale getiren şeytanın seslerinin en büyüklerinden olduğunda şüphe yoktur. O, kalplere huzur veren, onları sakinleştiren ve Rablerine huşu ile ibadete sevkeden Kur-an’ın zıddıdır. Kur-an’ın sesi ise, nefisleri sakinleştirir, onlara huzur verir ve vakarlı hale getirir. Şarkı sesi, insanları tedirgin, rahatsız ve huzursuz eder. Dinleyiciyi, tedirgin, rahatsız ve huzursuz ettiği için, şarkı ve çalgı seslerinin şeytanın sesi olduğuna hiçbir delil olmasa, bu ona yeterli bir delildir.” [5]
Şarkı ve çalgı aletlerinin haram kılınmasına dair pek çok hadis gelmiştir.
Ebu Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle demiştir:
“Ümmetimden bazı insanlar muhakkak içki içip ona adından başka isim takacaklar. Baş uçlarında çalgılar çalınacak ve şarkıcı kadınlar şarkı-türkü söyleyecekler. Allah onları yere batıracak ve onlardan maymunlar ve domuzlar yaratacaktır.” [6]
Abdullah b. Abbâs radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Muhakkak Allah bana şarabı, kumarı, kûbe’yi (davul) haram kıldı. Sarhoşluk veren her şey haramdır.” [7]
İmrân b. Huseyn radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Ümmetimden taşlanma, mesh (suret değişimi) ve hasf (yere batma) olur. ‘Ey Allah’ın Rasulü bu ne zaman olacak?’ diye sorulunca şöyle buyurdu: Çalgı aletleri ortaya çıkar, şarkıcı cariyeler çoğalır ve şaraplar içilirse.” [8]
Ebu Umâme radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
“Şarkıcı kadınların satılması, satın alınmaları, onların ticaretinin yapılması helal değildir. Onlar karşılığında alınan bedel haramdır.”Sonra: ‘İnsanlardan öylesi var ki…alay etmek için boş lafı satın alır.’ (Lokmân, 31/6) ayetini sonuna kadar okuyup: ‘Bu ayet, bu hususta indirildi’ dedi ve şöyle buyurdu: Beni hak ile gönderene yemin olsun. Bir adam yüksek sesle şarkı söyledi mi mutlaka yüce Allah o vakit ona omuzlarına çıkan iki şeytan gönderir. Sonra o susuncaya kadar onun göğsü üzerine ayaklarını aralıksız vururlar.” [9]
Ehli sünnet imamlarıda yukarıda zikrettiğimiz veya zikretmediğimiz delillerden yola çıkarak şarkı ve müzik aletlerinin haram oluşu konusunda görüş birliğine varmıştır.
İmam Ebu Hanife (rahimehullah) şarkının haram olduğunu sert bir ifadeyle söylemiş ve onu dinlemeyi günah saymıştır. [10]
İmam Şafii (rahimehullah) şöyle demiştir: “Şarkı, bâtıl muhale (imkânsıza) benzeyen, mekruh eğlencedir. Onunla çok meşgul olan, şahitliği kabul edilmeyen, sefihtir.” [11]
İmam Malik’e (rahimehullah) şarkı hakkında soruldu: “Bize göre bunu ancak fâsıklar yapar.” [12]
Ahmed b. Hanbel (rahimehullah) şöyle demiştir: “Şarkı, kalpte münafıklık doğurur. O benim hoşuma gitmiyor.” [13]
Ahmed b. Hanbel (rahimehullah) şöyle demiştir: “Flüt, ney, zurna, tambur, ud, rebap (kemençe) ve benzerleri haramdır.” [14]
İbn Teymiyye (rahimehullah) ise şöyle demiştir: “Dört imamın görüşü, bütün müzik aletlerinin haram olduğudur. İmamlara tâbi olanlardan hiçbiri, müzik aletleri hakkında bir ihtilaf zikretmemiştir.” [15]
Bundan sonra; bütün türleriyle şarkı ve müziğin dindeki hükmünü anlayan her müslümanın bunlardan uzak durması, bunlarla ilgisi olan kişi ve yerleri terk etmesi ve bu konuda ihmalkârlık yapmaması gereklidir.
Ve alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun.
DİPNOTLAR
[1] (Tefsiru’t-Taberî: 11/61)
[2] (Buhari, Edebu’l-Mufred: 1265)
[3] (ed-Durru’l-Mensûr: 5/312)
[4] (Tefsîru’l-Kurtubî: 10/312)
[5] (el-Kelâmu alâ Mes’eleti’s-Semâ: 379-380)
[6] (İbn Mace: 4020 ; İbn Hibban: 1384 ; Ahmed: V/342)
[7] (Ebu Davud: 3696 ; Beyhaki: X/221 ; Ahmed: I/274)
[8] (Tirmizi: 2213)
[9] (Taberani: VIII/7749, 7805, 7825, 7855)
[10] (İbnu’l Cevzî, Telbîsu İblîs: 229)
[11] (el-Beyhakî, es-Sunenu’l Kubra: 10/322)
[12] (el-Hallâl, el-Emru bi’l-Ma’ruf ve’n-Nehyu ani’l-Munker: 166)
[13] (İğâsetu’l-Lehfân: 1/258)
[14] (İbnu’l Cevzî, Telbîsu İblîs: 225)
[15] (Mecmûu’l Fetâvâ: 11/576)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder